yarım
içimdeki yangında beraber yanalım demek isterdim,
ama ne dudaklarım ne ellerim var benim
burası süt liman
şu karışı kıyıya geçip oradan seslenmek isterdim
bir yabancı el gibi sallanmak arsız martıların çığlıkları arasında
ki duyulmasın hıçkırıkları bu sarhoş palyaçonun
sonra sabah olsun isterdim hiç gece olmasın
ışıkları açık bırakmak yetmiyor her zaman
ve güzel şeyler söylemek isterdim sana
güzel şeylerden bahsedebilmek
unutulan ve anımsanan küçük detaylardan
oysa zaman çok geç,
kalınmışlığın ötesinde japon balıkları gibiyiz biz
yanlış akvaryumda, yanlış bir çocuğun gün düşü
….parmaklarım uzanmıyor artık sana
gözlerim dudaklarım ellerim
nafile arıyor en kör kırıntısını aşkın
dörtbinbeşyüzelli yıl önceymiş…